uzun uzun anlatacağım. cesareti olmayan okumasın. artık ne yapacağımızı bilmez haldeyiz.babam şubat ayında buzda kayıp düşerek ayak bileğini kırdı (git: 366548). çevreden yetişip ambulansla ankara'nın en büyüklerinden biri olan devlet hastanesine götürdüler (babamı almak için sedyedi getiren ambulan
uzun uzun anlatacağım. cesareti olmayan okumasın. artık ne yapacağımızı bilmez haldeyiz.
babam şubat ayında buzda kayıp düşerek ayak bileğini kırdı (git:
366548). çevreden yetişip ambulansla ankara'nın en büyüklerinden biri olan devlet hastanesine götürdüler (babamı almak için sedyedi getiren ambulans görevlisinin de aynen babamın bastığı yere basıp, aynı şekilde düşmesi de ayrı bir yazının konusu olabilir, allah'tan adama da bir şey olmadı, babamı da henüz sedyeye koymamışlardı). hastanede ayak alçıya alındı, ama doktor da dedi ki "alçıyla olmaz, kırık kötü yerde, tutmaz, ameliyat olması gerekli". ama babam 76 yaşında ve bypass ameliyatlı olduğu için pek razı gelmedik. doktor da dedi ki "peki madem bi 10 gün alçıda dursun, hiç üstüne basmasın, 10 gün sonra kontrole gelin bakalım". 10 gün sonra tekrar o devlet hastanesine gitmedik. artık emekli olmuş bir doktor akrabamızdan bir ortopedi doktoru tavsiyesi aldık. ankara'nın özel hastane denince ilk akla gelen büyük bir özel hastanesindeki bir ortopedisti önerdi. hastaneyi değil doktoru önerdi. doktor tekrar röntgen çekti ve alçı ile olmayacağını, ameliyatın şart olduğunu söyledi. dış malleol kırığı imiş. neyse naapalım dedik, babam ameliyat oldu, ayağına plaka vidaladılar. kırığı kısa sürede iyileşti. doktor kontrollerini aksatmadı. iyileştikten sonra dediler ki tam eklemdeki vidayı almamız gerekli, yoksa bileği tam bükemezsin. neyse yine narkoz aldı, vidayı ufak bir operasyonla aldılar.
kırık iyileşti, ama ameliyat yeri tam iyileşmedi. bileğindeki şişlik ve acı da tam geçmedi. ameliyat eden doktor "6 aya kadar düzelir, 6 aydır bizim için önemli olan" falan dedi. babamın ayağı ayakkabı giyemeyecek kadar şiş. kıro gibi ayakkabısının topuğuna basarak geziyor ama yürüyor yani. şişlik azalmadı, ameliyat yerinde de 1 cm kadar iyileşmeyen bir yara vardı.
neyse yaz geldi, babam o şekilde tatile gitti. ayağındaki şişlik duruyor. yara da iyileşmediği için denize de girmiyor mikrop kaparım diye. ha bu arada raporlu ilaçlarını yazdırmak için gittiği bilumum doktor (ameliyat eden dahil) ozonize edilmiş zeytinyağı diye saçma sapan bir şey dahil bir sürü yara merhemi verdiler, hepsini kullandı. neyse yara kapandı.
bir gün yine tatilde babam içtiği bir kase işkembe çorbası sonrasındaki gece bileğindeki şişlik ve acı müthiş arttı. ertesi gün hastaneye gidildi. hastanedeki ortopedist kimsenin aklına gelmeyen bir teşhis koydu: "gut". ilaçları verildi, diyet verildi, ilaçları kullanınca şişlik de acı da epey azaldı. oh dedik neyse en azından neden olduğu meydana çıktı.
tatil bitti dönüldü. babamın ayağında yine sancı, yine şişlik. kan tahlilleri yapılıyor, ürik asit biraz düşmüş, ilaçların dozu arttırılıyor, acı azalıyor, iki gün sonra tekrar şişiyor, acıyor. ilaçların dozu daha da arttırılıyor, bir türlü geçmiyor.
babama diyoruz ki "doğru düzgün bir doktora git". ulan diyor kaç tane doktora gittim, hangisi doğru düzgün, söyleyin ona gideyim. neyse gut işinin uzmanının "romatolog" olduğunu öğreniyoruz. ara tara ankara'da bir özel üniversite hastanesinde buluyoruz romatolog. o da gut teşhisini doğruluyor, ilaçları ayarlıyor, röntgen de çekip kırığa bakıyor ve kırık ile alakalı olmadığını söylüyor. hatta ürik asit düşürücü ilaçtan dolayı ürik asit <1 değerine kadar düşüyor (ölçülemeyecek kadar düşmüş yani) ama ağrı sızı şişlik aynı. babam ilaçları kullanmaya devam ediyor. internetten gut ile ilgili yazıları okuyoruz, babamın acısı ile pek benzemiyor. hep diyor ki "çarşaf değse acıtır", oysa babamın ayağı sadece üstüne basınca acıyor. öyle değmekle, dururken falan acımıyor. diyor ki "ilaçları alınca gut atağı kısa sürede sonlanır", haftalar geçiyor bir iyileşme yok. doktordan ayar yemek pahasına diyor "gut acısına pek benzemiyor bu" diye, doktor diyor ki "olur öyle, geçer geçer ilacını iç". sonuçta adam doktor. biz ise internetten hastalık araştıran gariban hastalarız. doktordan iyi bilemeyiz elbette.
en son yine tahlil yaptırmak için gittiğimiz o en baştaki devlet hastanesinin polikliniğindeki fizik tedavi uzmanı diyor ki "iltihap var yahu, enfeksiyon kapmış, bakın ayaktaki o kapanan yaranın altı yumuşak, kan tahlilinde de crp değeri yüksek, genel cerrahiye gidin yaradan kültür alsınlar. ürik asit evet yüksekmiş, sınırın üstünde ama gut denecek kadar da değil". (merak eden için ürik asit tatildeyken ilk ölçüldüğünde 8.8, sonradan 7.4, sonradan <1, daha sonradan da 5.5 oldu ve normal sınırlara geldi, ama ayak aynı duruyor).
ulan bakıyoruz taa o tatilin başından beri yapılan bütün testlerde ürik asitle beraber crp değerine de bakılmış ve hep yüksek. internetten bakıyoruz crp nedir diye "vücutta bir enfeksiyon varlığında yükselir" yazıyor. biz "guta benzemiyor" dedikçe, tahlillerde crp hep yüksek olduğu halde kimse enfeksiyon olabilir falan demiyor. yine de doktorun işine karışılmaz. denir mi doktora "yav bak crp yüksek, enfeksiyon olamsın bu" diye. doktordan iyi mi bileceğiz?
genel cerrahi yara kapalı diye kültür almıyor. babama antibiyotik veriliyor. 1 hafta kullanıyor, tekrar tahlil yapılıyor, crp iyice yükselmiş. bir antibiyotik daha ekleniyor. şu anda onu kullanıyor.
ayak hala aynı. şubat'tan beri.
1. ameliyatı yapan ortopedist
2. tatilde gidilen özel hastanedeki ortopedist
3. romatolog
4. devlet hastanesi polikliniğindeki fizik tedavi uzmanı
5. aynı poliklinikteki genel cerrah
6. ve tahlilleri yaptırmak ve raporlu ilaçlarını yazdımak için gittiği ve durumdan bahsettiği "aç bi bileğini bakiyim" diyen bilumum doktor.
gidilen dört ayrı hastanede en az sekiz ayrı doktor:
1. kırıktan dolayı, 6 aya kadar geçer
2. gut, ilaçlarını al geçer
3. iltihap var, antibiyotik iç geçer
şeklinde üç ayrı teşhis koydu. şu anda antibiyotik kullanıyor ve bir düzelme yok. yıl olmuş 2012, zannedersin tıp literatüründe çığır açacak bir problem, sekiz aydır çözülemiyor. altı üstü ayak bileğinde şişlik ve acı var, şubat ayından beri çözülebilmiş değil.
şimdi soruyorum. biz ne yapalım, kime gidelim de bu bilek iyileşsin. "başka doktora git" falan demeyin lütfen, altı tane başka doktora gittik işte. diyecekseniz de ankara'da isim soyad telefon falan vererek "aha şu doktora git, kesin halleder" diyin. diyin de artık iyileşsin adamcağızın ayağı.